Oysa ne kadar güzeldir kim bilir her seyi vaktinde yasamak. Vaktinde tatmak, vaktinde koklamak, taptaze bir elmayi dalindan koparip isirmak, bir gülü dalindayken fark edip koklamak.
Ne güzeldir bir insani saglikliyken sevmek, aramak sormak, vakit geçirmek.
Neden hayati hep öteleriz ki, ya da duygularimizi neden hep erteler dururuz, sanki degil yarina, bir saat sonrasina garantimiz varmis gibi, habire belkilere, insallah bir günlere savustururuz?
Halbuki ne güzeldir, insanin göz bebeklerine baka baka seni seviyorum diyebilmek, ne kadar güzeldir için titreyerek birine hal hatir sorabilmek, duygulari açik seçik ifade edebilmek, hem de kem, küm, etmeden, kim bilir ne kadar güzeldir, sizce de öyle degil mi?
Ne dersiniz?
Simdi sizinle yine bir hikaye paylasacagim.
Bence bir kaç kez okuyun, o zaman eminim daha iyi anlayacaksiniz bunu… Ve eminim.
O zaman ertelemeyeceksiniz, duygularinizi, hovardaca harcamayacaksiniz zamani, giden asla gelmiyor, gelse de ne eski tat, nede heyecan asla olmuyor, siz siz olun ve…
Saglinizin, zamaninizin, duygularinizin kiymetini iyi bilip degerlendirin. Ve inadina sarilin hayata, sevdiklerinize, asla gitmesine, bitmesine imkan, firsat vermeyin güzelliklerin,
O zaman bir baska güzellesecek hayat, baska atacak kalbiniz ve baska dogacak her sabah nazli günes inanin.
Çok uzak bir adada yasayan güzeller güzeli ahtapot ve çok yakisikli bir akrep birbirlerine asik olmuslar.
Fakat ikisi de birbirinden korkuyormus.
Ahtapot akrep den onu zehirli ignesiyle sokar diye, akrep ise ahtapotun uzun kollari onu bogar diye…
Fakat daha fazla dayanamayarak ikisi de birbirlerine kollarini uzatmislar.
Ahtapot “en kötü ihtimalle bir kolumu veririm, nasil olsa yerine yenisi gelir” diye düsünmüs. Akrep ise “Onun için kendimi feda edebilirim” demis.
Birbirlerini çok seviyorlarmis. O kadar mutlularmis ki bütün hayvanlar çok kiskaniyormus onlari…
Zamanla akrep den sikilmaya baslamis ahtapot, aklinda açik denizler varmis hep.
Oralara gidip baska hayvanlarla tanismanin hayalini kuruyormus. Güzelligini bu sekilde geçirmemek için Okyanuslara dogru yüzmeye baslamis.
Terk edilen akrep günlerce sahilde onun dönmesini beklemis.
Ardindan çok aglamis fakat göz pinarlari olmadigi için, hep içine akmis gözyaslari. Okyanuslarin en güzel sularinda süzülen ahtapot yeni yerler gördükçe iste gerçek mutluluk diye düsünüyormus içinden.
Akrebi çoktan unutmus.
Derken birden bir balikçi agina dolanmis olarak bulmus kendisini. Kurtulmaya çalistikça daha çok dolaniyormus.
Onu gemiye çekmisler. Balikçilar ahtapotun kollarini kesip geri denize atmislar. Kesilen kollariysa içki masalarinda meze olarak kullanilmak üzere bir restorana satilacakmis.
Cani çok yanan ve ne yapacagini bilemeyen ahtapot eski aski akrebe dönmeye karar vermis fakat kollari olmadigi için yüzemiyormus artik.
Terk edilen akrepse onsuz olmaktansa ölmeyi tercih etmis ve zehirli ignesiyle kendisini sokmus. Diger hayvanlardan yardim isteyen ahtapot akrebe ulasmak üzereymis
Akrebin yanina vardiginda ise akrebi ölmek üzereyken yakalamis.
Akrep son nefesini verirken “evet iste ben bu güzellik için kendimi feda ettim” demis içinden. Gerçek askinin akrep oldugu anlamis ahtapot.
Ama artik ne ahtapotun onu saracak kollari kalmis, ne de akrebin onu tekrar sevebilecek kalbi…
Bunca yil yasadim
Elime ne geçtiyse yitirdim
Biraz daha yasayacagim
Yalniz bir sey biriktirdim
Bir bakis, bir görüs, bir duyu, bir düsünce
Belki aç kalacagim
Suçlanacagim ölünce
Biraz yazdim, artik hep yazacagim
Hüzünden bas alamadim
Görünce.
ÖZDEMIR ASAF
Unutmayin;
Her sey zamaninda yasandiginda güzeldir…
En içten sevgi ve saygilarimla,
Her sey gönlünüzce olsun
Hersey Zamaninda Güzeldir
0
149
149