13 Nisan tarihli “İsrail’i Kim Durduracak?” başlığı ile yazmış olduğum yazımda; Gazze’de çocuklar dahil on binlerce insanı katleden ve komşusu ülkelere saldıran İsrail’in Arz-ı Mevut hayalinden dolayı bölge ülkelerinin yanı sıra Türkiye içinde ciddi bir tehdit haline geldiğini dile getirerek, durdurulması için anladığı dilden cevap verilmesi gerektiğini belirtmiştim.
İsrail kendisine vaat edilmiş topraklar safsatası hayalini gerçekleştirmek için bu sefer de mübarek cuma gecesi İran’ı bombalamaya başlamıştır.
ABD desteğini arkasına alarak, 200 uçakla 4 Arap ülkesi hava sahasını kullanan İsrail, İran’ın askeri ve nükleer üslerinin yanı sıra sivil hedeflerini de vurmuştur.
Mossad ajanlarını kullanarak İran Genelkurmay Başkanı, Devrim Muhafızı Komutanı, üst düzey bazı komutanlar ile bilim insanlarını katletmiştir.
İsrail, İran’ı füzelerle vurmaya devam etmektedir.
İran’da misilleme olarak İsrail’e balistik füzeler fırlatmaktadır.
Üç gündür her iki ülkenin fırlattığı füzeleri ve yaptığı tahribatları televizyonlardan canlı olarak izliyoruz.
Saldırılar sonucu İran’ın Nataz Nükleer tesisinde meydana gelen kimyasal sızıntı, rüzgarın durumuna göre komşu ülkeler ve ülkemizde de tehlike oluşturması ihtimal dahilindedir.
Son zamanlarda üst düzey yöneticileri ve komutanları İsrail tarafından öldürülen İran, esip gürlemesine rağmen İsrail’e karşı bir türlü ciddi karşılık verememiştir.
İran Devleti itibar kaybına uğramış ve halkının onuru kırılmıştır.
Bu saldırılar gösteriyor ki; Büyük İsrail plânı tıkır tıkır işlemektedir.
İsrail hedefine ulaşmak için bölgedeki masum halka kan kusturmaktadır.
Siyonist ve emperyalist İsrail, barbarlığını sürdürerek Filistin, Suriye, Irak, Yemen, Lübnan’dan sonra şimdi de İran’a saldırmıştır.
ABD bölgede İsrail eksenli bir güvenlik düzeni inşa etme peşindedir.
İsrail’de ABD adına bölge ülkelerine savaşla diz çöktürmeye çalışmaktadır.
İsrail, Türkiye topraklarının %20’sini de içine alan Tevrattaki vaat edilmiş yerlerin işgaline hız kesmeden devam etmektedir.
Haydut devlet İsrail’in ne pahasına olursa olsun saldırılarının durdurulması, hem milli güvenliğimiz, hem de bölge ve dünya ülkelerinin huzur bulması için acilen gereklidir.
Yoksa 3. Dünya Savaşı kaçınılmaz olacaktır.