12 MART DARBESININ 4O.YILI 2012 Martini, Onbirindeki Türkiye saati ile 7.46’da Japonya’da yasanan ve Japonya’nin son 140 yilinin en büyügü 8,9’luk depremle geçirdik. Aslinda deprem degil de, depremin fisekledigi dalga uzunlugu Kuzey kiyilarindan ajanslara düsen görüntüler facianin boyutunu tesciller nitelikteydi. Ibreti alemlik, dogal afet sinirlarini zorlayan o tsunami dalgalari geri çekildikçe asil felaketle karsilasacagiz. Nükleer tehlikede bas gösterince, 12 Mart ve sonrasinda onbinlerce can yok oldu, bir okadari da kayip denilince Allah beterinden korusun deyip geçecegiz. Depreme topyekûn hazirlikli Japonya bu hale geldiyse, hiç hazirlikli Türkiye benzer afette ne hale gelir senaryolari dinleyecegiz. Üç tarafi deniz su yarimda ülkede tsunami olur mu olmaz mi tartismalari tetikleyecegiz. Ancak politika fay hatti izin verirse. Yine hiç kimse hiçbir sey yapmayacak deprem için. Japonya’da deprem pesine tsunami derken, siyasi gerçeklikler bir nebze de olsa inkitaya ugradi. 1971 de yasanan 12 Mart darbesini bu vesileyle unuttuk, unutturulduk. Belki de Ergenekon, balyoz, narkoz gündemi kilitlemisken 12 Mart darbesini unutmus görünüp, tsunami darbesiyle günü kurtarmak isine geldi herkesin. Ama darbelerin bir daha olmamasi için, muhtiralar, elektro muhtiralar verilmemesi için 12 Mart 71’in hatirlanmasi hatirlatilmasi gerekirdi. Derinlemesine degerlendirmelerle bu güne etkileri ve yansimalarina vurgu yapilmaliydi. Ancak sivil ve askeri darbelerin yerine son 50 yilda 250.000 insani kurban almis su canavari tsunamiyi irdelemek yeglendi. Asil derin darbeler askerisi sivili sanki geçmis 50 yilda dünyada daha az can almis gibi es geçildi. Her darbeyle elli yil geriye giden Türkiye bu kez 12 marti konusmadi konusamadi. Darbelere alismis bir milletiz ama bu tsunami darbesi de beter bir seymis, afet filmi karelerinden dökülmüsçesine gerçek olanini görünce sok olduk. Bilim insanlari tsunamiyi; “Dikey atilimli ve büyük ölçekli depremlerle çok büyük su kütleleri düseyde yer degistirir. Bu degisimden dogan enerji de tsunamiyi olusturur” diye açikliyorlar. Yani suyun dibinde depremle asagi çöken kara kütlesinin açtigi bosluga su dolar. Bu düsüs ve gömülme denizlerde ve okyanuslarda inanilmaz bir enerji hareketlendirir. O enerji sulari kaldiraç gibi kaldirir ve kabartir. Kabaran sular kocaman dalgalar olusturur. Enerjiyle bütünlesen o dalgalar pesi sira karaya vurur. Üst üste binen dalgalarin boyu 20’li metrelere ulasir. Bu dalgasal dev önüne ne çikarsa yalar yutar. Sosyal ve siyasal depremler ve sonrasinda yasananlari özetliyor sanki yukaridaki satirlar. Bu kadar mi benzer depremi, tsunamisi, sivil ve askeri darbesi birbirine, hepsinde olan çoluk çocuk demeden insanlara oluyor. O vakit suya sabuna dokunmadan temizlenme telasindakilere, ne sis yansin ne kebap çilara tam tamina 40 yil önceyi hatirlatmak isteriz; 12 Mart 1971’de cumhurbaskanina, senato ve meclis baskanliklarina verilen ve ayni gün saat 13.30 da radyoda okutturulan muhtirayla “226’yi bulsunlar devirsinler” mantigi çökertildi. Muhtiradan sonra hemen acilen toplanan hükümet 3,5 saat süren görüsmeler sonunda istifasini sundu. “Muhtirayla anayasa ve hukuk devleti anlayisini bagdastirmak mümkün degildir” dedi devrik basbakan sapkasini aldi gitti. Darbe hükümetinin basbakanina ve kabineye bakan verilmesine karsi duran, o zamanki CHP Genel sekreteri Bülent Ecevit istifa etti hemen 21 Martta. Pesinden Parti MYK’si da görevden çekiliyor. Kimsenin alkis tuttugu falan yok asikâre. Daha sonra CHP genel baskani olacak Ecevit söyle diyor ayrilirken; “Türkiye’de bazi oyunlar oynaniyor. Darbe ortanin soluna, ortanin solundaki CHP’ye yapilmistir. Demokrasiyle, kurultaylarla, seçimlerle önlenemeyecegi görülen bir hareket bu darbeyle önlenmistir”. Ve hemen 23 Martta Deniz Gezmis ve arkadaslari yakalaniyor, idamlarina giden süreç tezelden baslatiliyor. Böyle iste muhtirayla baslayan 12 Mart darbesinin ilk akla takilan noktalari. Ilk genel seçimlere kadar, Nice gazeteci, yazar, siyasetçi, bürokrat, teknokrat, asker, ögrenci, sivili resmisi kovusturmaya ugruyor ve insan kiyimi basliyor. 9 eylül1972’de CHP’nin kurulus günü münasebetiyle yaptigi konusmada, darbenin bir buçuk yilini Ecevit birkaç cümlede özetliyor; “12 Marttan bu yana tutucu ve çikarci güçlerin agirligi artti. Anayasa nizamini korumaktan söz edenler simdi anayasayi degistirmeye çalisiyorlar. Istekleri basindan beri budur.” Dogal afetler ansizin hiç beklenmedik anda, siyasal afetler göz göre göre gelir ve derinden yaralar. Üç darbe gördük, direklerden döndük. Artik tarih tekerrür etmesin…
12 MART DARBESININ 4O.YILI
0
130
130