Sempozyum katilimcilari, “Karadeniz Güvenligi”, “Karadeniz de Ekonomi ve Tarih” ve “Genis Karadeniz de Farkli Türde Sorunlar” konularinda bildirilerini sundular. Günün son oturumunda ise, Giresun Üniversitesi nden Arda Özkan, “Karadeniz e kiyisi bulanan ülkelerde çevresel isbirligi; 1992 Bükres Sözlesmesi” konulu bildirisinde, Karadeniz in jeolojik özelikleri ve açik denizlere sinirli olan baglantisi nedeniyle öteden beri önemli kirlenme problemleri ile karsi karsiya kaldigini hatirlatti, ancak konunun uluslararasi bir isbirligi programi çerçevesinde ele alinamadigini söyledi.
Özkan, çevre için uluslararasi alanda en önemli gelismelerden birisinin çevre sorunlarina yönelik çözümleri hukuksal zemine oturtma çalismalari oldugunu ifade ederek sunlari söyledi:
“Bu hukuksal zeminlerden biri de jeolojik özellikleri ve açik denizlere sinirli olan baglantisi nedeniyle öteden beri kirlenme sorunlari ile karsi karsiya kalan Karadeniz de gerçeklesmistir. Karadeniz e kiyisi bulunan Türkiye, Rusya, Ukrayna, Romanya, Bulgaristan ve Gürcistan in biraraya gelerek kabul ettikleri Bükres Sözlesmesi, Odessa Bildirgesi ve Karadeniz Stratejik Eylem Plani nda, Karadeniz IN çevre sorunlarina iliskin ortak önlemler alma çabasi içine girmislerdir. Fakat bu gibi hukuksal çabalar, Karadeniz in kirlenmeye karsi korunmasinda ve çevresel isbirliginin örnek bir uygulama olarak ele alinmasinda istenen basari düzeyini yakalayamamistir.”
Karadeniz in açik denizlere sinirli olan baglantisi nedeniyle öteden beri önemli kirlenme problemleri ile karsi karsiya kaldigini aktaran Özkan, sözlerini söyle sürdürdü:
“Dünyanin degisik bölgelerinde yer alan çesitli kapali ve yari kapali denizlerde 1970 li ve 1980 li yillarda olusturulan uluslararasi çevre rejimlerine benzer bir rejim Karadeniz de 20 yil gecikme ile baslamis ve kaybedilen bu zaman dilimi içinde Karadeniz in çevre sorunlari daha kötü bir düzeye gelmistir. Karadeniz de bölgesel bir deniz programinin baslatilmasinin, soguk savas kosullarinin ortadan kalkmasi ile mümkün hale gelmesini tesadüf olarak yorumlamamak gerekir. Soguk savas kosullarinin ortadan kalkmasiyla birlikte kendi bünyesi içinde ele alinmaya baslanan Karadeniz de bölgesel hareketlilik sadece çevre meselelerine münhasir degildir. Karadeniz Ekonomik Isbirligi (KEIB) çerçevesindeki gelismeler de ilgi çekicidir. Ancak Karadeniz çevre sorunlari için KEIB projesinin de devreye sokulmasi uluslararasi çevre hukukunda öteden beri sorun olan, ayni konuda düzenleme, yetki ve sorumluluk alanlari çatismasina ve sonuçta gereksiz bir kaynak, zaman ve isgücü kaybina neden olabilecektir. Bu nedenle Karadeniz çevre programinin yetki, faaliyet ve sorumluluk alani iyice belirlenmis olan tek bir kurumsal çati altinda sürdürülmesi, yürütülmesi ve koordine edilmesi çok daha yararli olacaktir.”
Oturum baskanligini Prof.Dr. Ibrahim Tellioglu nun yaptigi, “Genis Karadeniz de farkli türde sorunlar” konulu oturumda ayrica Abbas Karaagaçli, “Sri Lanka ve Etnik Sorun”, Araz Aslanli “Karadeniz Bölgesinin stratejik önemine darbe: Kafkasya daki etnik sorunlar ve çözüm ilkeleri”, Alexander Rusetsky “Kafkas Takimadalari, Mitler ve Reelpolitik”, Aylin Brigitte Yildirim ise, “Dönüsün cografyasi, Istanbul dan Karadeniz kiyilarina göç” konularinda bildiri sundular.
Sempozyum soru-cevap ile sona erdi