Uncategorized

Barolardan Büyük Tepki

Giresun Barosu’nun da içinde bulundugu  30 baro, baskani ortak bir basin açiklamasi yaparak, geçtigimiz günlerde  teröristlerin Türkiye ye giris yapmasinin ardindan serbest birakildigi süreçle ilgili elestirilerde bulundular.
Terör örgütü liderinin talimatiyla Mahmur Kampi ve Kandil Dagi ndan Türkiye ye gönderilen 34  terör örgütü üyesinin yurda girdigi andan serbest birakildigi sürece degin yasananlarin hukuku ve yargi erkini dogrudan ilgilendirdigi gerekçesi ile barolarca açiklama yapilmasi zorunlu hale geldigi belirtilen açiklamada, Sivas, Kirklareli, Erzincan, Düzce, Denizli, Tokat, Trabzon, Nigde, Kirikkale, Konya, Karaman, Zonguldak, Rize, Kütahya, Kastamonu, Erzurum, Burdur, Kirsehir, Izmir, Giresun, Karabük, Balikesir, Isparta, Kayseri, Gümüshane, Usak, Bolu, Sakarya, Çanakkale ve Nevsehir baro baskanlarinin ismi yer aliyor.
Devleti olusturan insanlarin bir arada ve esit biçimde kardeslik duygulariyla huzurlu ve güvenli bir ortamda yasamlarini sürdürmelerinin en büyük temenni oldugu belirtilen açiklamada sunlar kaydedildi:
“Bunun saglanmasi için ulus bütünlügümüzü bozmayacak adimlar atilmasi son derece önemlidir.
Ancak yillardir ülkemizde terörist faaliyetlerde bulunan örgüt üyelerinin ve yandaslarinin otobüs üzerinden halki selamlamaya dek varan davranislarinin onaylanmasi mümkün degildir. Gelenlerin karsilanis sekli, bu sirada yapilan konusmalar, atilan sloganlar, bunlarin teslim olmak üzere degil örgütün kesif kolu olarak gönderildigini ortaya koymaktadir. Anayasasinda hukuk devleti oldugu yazilan bir ülkede hiç kimse terör örgütüne ve yandaslarina kahraman muamelesi yapamaz, yapmamalidir. Burada elestirilmesi gereken en önemli nokta, hukukun üstünlügü ve yargi bagimsizligi ilkelerinin ihlal edilmis olmasidir. Bu teslim olma, teslim alma sovunda yasananlar, en basta o hukuk devleti kurum ve kurallarini içine sindirmis ve ona göre yasam biçimi sürdüren vatandaslarimiza saygisizlik, kanunlara aykirilik olusturmustur. Unutulmamalidir ki sinirdan giris yapan kisiler yine bu ülkeye, bu hukuk devleti ve bu ülkenin ceza yasasi olan TCK da yer alan etkin pismanlik düzenlemelerine güvenerek siniri geçmistir. Bu gerçek hiçbir zaman göz ardi edilmemelidir. Teslim olan bölücü terör örgütü mensuplarinin TCK nin 221. maddesinde öngörüldügü biçimde, gönüllü olarak örgütten ayrilma ve pismanlik ölçütlerini yerine getirmedigi halde serbest birakilmasi hukuken açiklanmasi gereken bir konu olarak karsimizda durmaktadir.”
Teslim olan terör örgütü  üyesi 34 kisinin sorgulanmasi sürecinde de hukuka aykiriliklar ve yargi bagimsizligi ilkelerine gölge düsürecek davranislar yasandiginin gözlemlendigi bildirilen açiklamada, süphelilerin sinirdan alinip görevli Diyarbakir Agir Ceza Mahkemesi ne gönderilmesi gerekirken Vali Yardimcisi tarafindan karsilanip hos geldiniz denilmesi, kendileri için ayri bir mahkeme kurulmasi, talimatla savci ve hakim görevlendirilmesi, hakim ve savcilarin helikopterlerle çadir mahkemelere tasinmasi ve sorgularin burada yapilmasi, bu savci ve hakimlerin süphelilerin suç teskil eden bazi beyanlarinin tutanaga geçirilmemesi veya bu beyanlarin kullanilmamasi konusunda müdafi avukatlardan ricaci olmalari normal bir hukuk devletinde yasanabilecek olay ve olgular olmadigi belirtildi.
Açiklama söyle devam etti:
“Salt duvara yazi yazdigi için yillarca yargilanip cezaevlerinde tutulan çocuklar gerçegi karsimizda duruyorken pisman olduklarini beyan etmedikleri halde bu kisilerin TCK nin 221. maddesinden yararlandirilip serbest birakilmasi hukuk devleti ve adil yargilanma ilkeleriyle bagdastirilamaz. Bu durum dogal hakim ilkesine de aykiridir. Demokrasi, baris, insan haklari gibi popüler ve evrensel kavramlar hem örgüt hem de yandaslari tarafindan esas anlamlarinin disinda politik bir silah ve malzeme seklinde kullanila kullanilan kirletilmektedir. Dolayisiyla bu kavramlar üzerinden öne sürülen teklif ve argümanlar pesinen kusku uyandirmaktadir. Bunun dogal bir sonucu olarak söylenenlerin arkasinda esas niyetin ne oldugunu, nasil bir oyun tezgahlandigini düsünme ihtiyaci hisseden insanlarimizin söz konusu kavramlara ilgisi, itibari ve güveni ister istemez azalmaktadir.”
Yasanan sürecin yarginin bagimsizligini yitirerek anayasanin 138. maddesinde yer alan Hiç kimse mahkemelere ve hakimlere emir ve talimat veremez hükmüne karsin yargi yürütmenin denetimindeymis gibi bir izlenim dogmasina neden oldugu ifade edilen açiklamada sunlar kaydedildi: “Daha is yargiya intikal etmeden siyasi iktidar temsilcilerinin gelenlerin serbest birakilacagi yönünde sözler vermesi adalet üzerindeki yürütmenin açik izlerini göstermektedir. Yargi kurumlarinin görevlerini tam ve bagimsiz sekilde yerine getirmesi zorunluluktur. Bu zorunluluk yalnizca herkesin kanun önünde esit oldugunun yazildigi anayasa geregi degil ayni zamanda demokrasiye ve yargiya güven ilkesinin de önemli bir kosuludur.”

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Bu site, istenmeyenleri azaltmak için Akismet kullanıyor. Yorum verilerinizin nasıl işlendiği hakkında daha fazla bilgi edinin.