KÖŞE YAZILARIManşetSON DAKİKA

Cahit Akdoğan Yazdı; Mehmet Akif Ersoy İbretlik Olmalı

Son dönemde Türkiye’nin her köşesinde ardı ardına operasyonlar yapılıyor. Rüşvet, kumar, bahis, uyuşturucu, yolsuzluk, usulsüz ihaleler…

Kimseye “dokunulmaz” denilmiyor. Makamı, çevresi, tanıdıkları, koruyucuları olanlar bile bir bir adaletin pençesinden kurtulamıyor..

Bu dalganın en dikkat çekici isimlerinden biri de, yıllarca duruşuyla, yorumlarıyla muhafazakâr kesimin yüzü haline gelen eski Habertürk Genel Yayın Yönetmeni Mehmet Akif Ersoy oldu.
Hakkındaki suçlamaların doğruluğuna elbette yargı karar verecek, fakat ortada acı bir gerçek var:
Dün etrafında sıra bekleyen dostları, bugün ortalıkta yok.
Ersoy olayı bir kez daha gösterdi ki:
Güce yaslanan, gücü gerçek zanneder.
Ahlakı unutan, makamı kalıcı zanneder.
Oysa gerçek hayat tam tersidir.
Kamuda, özel sektörde ve siyasette öyle yöneticiler var ki, arkalarında güçlü bir yapı olduğuna inanıp; hukuku, etiği, kamu vicdanını hiçe sayabiliyor.
Dün olduğu gibi bugün de, bazı kamu kurumlarıyla ilgili kamuoyunda dolaşan iddialar küçük söylentiler değil:
Yapılmayan işlere fatura kesilmesi…
Fatura şişirmeler…
Usulsüz ihale işlemleri…
Tasarruf tedbirlerine kendi konforu için uymayanlar…
Devletin aracını, personelini kendi özel işine koşanlar…
Mesai saatini tanımayan, odasına bile uğramayanlar…
Makam gücünü kullanarak gayri ahlaki işlere yönelenler
Kendi yetersizliğini baskıyla kapatmaya çalışan, çalışanına mobbing uygulayan idareciler…
Kısa sürede Karun gibi zenginleşen fırsatçı idareciler….
Hepsinin ortak cümlesi:
“Bana bir şey olmaz, arkam sağlam.”
Ama kimse unutmamalı:
Güç dediğiniz şey rüzgârdır; eser ve geçer.
Geriye sadece yaptıklarınız kalır.
Ersoy Olayı: Görmek İstemeyene Aynadır.
Mehmet Akif Ersoy’la ilgili iddialar adli mercilerce aydınlatılacak olsa da; kamuda ve bazı sektörlerde ahlaki çöküş yaşayan idarecilere önemli bir mesajdır:
Hiç kimse, hiç bir zaman:
Arkamda siyasi erk var, Dayım var, Param var,
“Bana Bir Şey Olmaz” demesin.
Düşenin de Dostu Olmaz. Sap gibi ortada yapayalnız kalırlar.
Bugün güç zehirlenmesiyle hareket edenler, yarın hatalarının bedelini ağır ödeyebilir.
Çünkü devlet, geç de olsa gereğini yapar.
Çünkü hukuk bazen ağır ilerler ama daima ilerler.
Bugün Yanlışını Gizleyen, Yarın Manşet Olur.
Herkes şunu aklının bir köşesine yazmalı:
Yanlışın üstü kapatılsa bile dosyası kapanmaz.
Makam, yanlışı örtmez.
Güç, adaleti durdurmaz.
Son Söz:
Mehmet Akif Ersoy’un yaşadıkları, sadece bir gazetecinin düşüş hikâyesi değil;
makamın insanı nasıl körleştirebileceğinin, gücün insanı nasıl zehirleyebileceğinin, çevrenin bir anda nasıl buharlaşabileceğinin canlı bir ispatıdır.
Bu ülkenin tüm idarecilerine mesaj açıktır:
Devletin imkânı sizin değil, milletindir.
Makam geçicidir, vicdan kalıcıdır.
Gücünüze değil, hukuka ve ahlaka yaslanın.
Kanun, tüzük ve yönetmelikten ayrılmadan, kararlarınızı vatandaş lehinde verin.
Çünkü gün gelir, herkes yaptığının hesabını mutlaka verir.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

This site uses Akismet to reduce spam. Learn how your comment data is processed.