Uncategorized

GÜZEL BAKMAK…

Merhaba sevgili okurlarim
Arzu ettiginiz tüm güzelliklerin ve dileklerin gerçek olmasini dileyerek basliyorum satirlarima.
Son zamanlarda izledigim haberlerde, okudugum gazetelerde, çay içmeye ugradigim
cafe, kahve, vs, yerlerde rastladigim olaylar beni çok üzüntüye ve endiseye sevk etti ve ediyor.
Insanlarin bir türlü anlam veremedigim bu tuhaf halleri gerçekten kaygi verici.
Haketmeden, ugras vermeden, birden bire olmak çabalarini kabul etmek, içime sindirmek mümkün degil inanin.
Kisisel hirslarin, tek olmanin, hakli haksiz ayirmadan hep sahip olmak duygularinin insani bu kadar maymun istahli, bu kadar pervasiz ve bu kadar dünya gerçeklerinden bihaber hale dönüstürmesi ne kadar üzücü.
Bir top kefenden ibaret servetin, burada kalacagini bile bile dünyanin yalan emanetlerine mukayese edilmesi sizce de üzücü degimli? Düsünün hele bir, EVLADI ANNESINI KESIYOR, BABASINA ZULÜM EDIYOR, kapiya atiyor, bir aya nasil yetirecegini kara kara düsündügü disinden tirnagindan artirdigi umudu olan yaslilik maasina göz dikiyor, çaliyor, zorla aliyor, küfrün, hakaretin bini bir paraya.
Ne kadar hazin bir hale geldik böyle, oysa biz böyle degildik, KOMSUSU AÇKEN TOK YATAN BIZDEN DEGILDIR, hadisini kendine destur edinen bizler böyle degildik, olmamaliyizda,
Komsuluk desen çoktan bitmis. Insanlar belki bir sey isterlerse diye selam bile vermek istemiyor birbirlerine.
Saygi sevgi külliyen yalan olmus gitmis.
Oysa ne güzeldir güzel bakmak. Ne güzeldi o saf, duru, temiz baktigimiz günler, temiz bakan gözlerimiz.
Hep iyilik, güzellik için çarpan sevgi dolu kalplerimiz. Menfaatsiz iliskilerimiz, dostluklarimiz, arkadasliklarimiz.
Kapi önlerinde çaylarin demlenip çöreklerin paylasildigi o saf günler. Hatirlayin hele Bir komsu nezle olsa, öbür komsular üzüntüden zatürree olurdu nerdeyse. Birligin tam manasiyla dirlik oldugunu idrak ettigimiz günlerdi, Kimse kimseyi kiskanmiyor, arkadasinin dostunun sahip olduklarina sevinip övünç duyuyordu.
Hatta birine bin katabilmek adina her türlü destegi kosulsuz veriyordu karsisindakine, yahu televizyon aldi diye komsuya hayirli olsuna gidiyorduk, hemde hediyelerle, ee komsuya eli bos gidilir mi efendim.
Hey gidi o eski adetler, edepler, o paylasmanin hem güzel, hem bereketli hem de sevap oldugunun idrak edilip yasandigi o günler.
Hatirliyorum da ögretmenimizi görünce 100 metre öteden selama durup yanimizdan geçene kadar esas durusta beklerdik, saygidan, edebimizden ve hala biz o ögretmenlerimizi görünce yanlarinda elimiz ayagimiz birbirine dolasiyor heyecandan. Bir Anne bir Baba sefkatiyle sarilip öpüyoruz ellerini.
Çünkü onlarda bize o egitimi vermislerdi. çünki her sey çok güzeldi, çünkü herkes güzel bakiyordu
Isine, esine, etrafina, muhitine, sokagina, birbirine, dostluklarda adam gibiydi, kavgalarda,
Dedim ya biz öyle degildik, biz böyleydik.
Bir gün insallah tekrar bu günleri tekrar yasariz. Simdi içinizden biraz zor diyorsunuzdur ama bence degil.
Her sey sende gizli diyordu ya rahmetli CAN YÜCEL.
Evet, her sey bizde gizli bence, yetistirip iyi örnekler sunacagimiz evlatlarimizla yasayacak ve yasatacagiz bu günleri bence.
Güzeli anlatacagiz onlara, güzeli ögretecegiz ki onlarda kendilerinden sonraya bunu miras birakabilsinler.
Hani küçükken büyüklerimiz bizlere yumurta çalmanin ne kadar kötü bir sey oldugunu ögreten masallar anlatirlardi hatirlarimsiniz?
Çocugun biri bir gün bir yumurta çalmis eve gelmis, annesi ona nerden buldugunu soracagi yerde tutmus onu adeta övüp ne kadar isini bildigi gibi, aferin gibi özendirici seyler söylemis, derken çocuk bundan cesaret alip ertesi günü iki yumurta getirmis, derken efendim bu üç olmus, dört olmus, bes olmussss, is iyice büyümüs büyümüs, çocuk o yerlerin en azili hirsizi olmus, bu arada da büyüyüp delikanli çagina da gelmis tabii.
Bir gün yine çalmak için girdigi bir evde bir cinayet islemis ve idama mahkum olmus. Derken efendim asilacagi gün gelmis çatmis, sehpada ona son bir arzun var mi diye sormuslar, var demis.
Nedir son arzun peki?
Benim uzak yerlerde falan köyde bir anam yasar onu son kez görüp bir dilinden öpmek istiyorum demis. Asilacagi için kabul etmisler bu arzusunu. Uzatmayalim efendim annesi gelmis, oglunu görmüs o halde çok üzülmüs tabii, nede olsa ana yüregi.
Son arzu anneye iletilince anne birazda saskin ama çaresiz kabul etmis ve uzatmis dilini sehpada asilacak olan yavrusuna. Oglu bir isirmis anasinin dilini, bir isirmis ki koparmis kökünden,
hemen almislar anayi elinden ama ne fayda ki dil kopmus yerinden bir kere.
Sormuslar sebebini, sen annene niye böyle yaptin diye?
Çok anlamli ve düsündürücü su cevabi vermis.
Eger anam bana bu diliyle zamaninda yanlis ögütler vermeyip bana güzel seyler söyleyip ögütleseydi, güzellikleri, dogru olan seyleri ögretseydi, ben bugün bu idam sehpasinda degil kim bilir hangi makamda kim bilir ne güzel hizmetlerde bulunuyor olurdum ve bugün ne o asilacak ogluna üzülür yanardi, nede ben ömrümün en güzel çaginda en rezil sekilde hayat veda etmezdim diyor…
Simdi hak verdiniz mi bana niye her seyin bizlerde gizli oldugunu, marifetin evlatlarimiza verecegimiz iyi ögütlerle, güzel örneklerle bizde oldugunu?
En içten sevgi hürmet ve kalbi sükranlarimi sunuyorum efendim.
Dostlukla kalin.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Bu site, istenmeyenleri azaltmak için Akismet kullanıyor. Yorum verilerinizin nasıl işlendiği hakkında daha fazla bilgi edinin.