Uncategorized

Kahrinda Hos Lütfunda

Ödedigi fiyati hatirladi; hayir, hiç de pahaliya almamisti.


Hayranlikla fincani seyretmeye devam etti. Derken, birden fincan dile geldi ve kadina söyle dedi;


Bana hayranlikla baktiginin farkindayim.


Ama bilmelisin ki, ben hep böyle degildim. Yasadigim sikintilar beni bu hale getirdi.


Kadin simdi hayret içindeydi. Önündeki kahve fincani konusuyordu!


Kekeleyerek: Nasil? Anlayamadim? diyebildi yasli kadin.


Demek istiyorum ki, ben bir zamanlar çamurdan ibarettim ve bir sanatkâr geldi. Beni eline aldi, ezdi, dövdü, yogurdu. Çektigim sikintilara dayanamayip:


Yeter! Lütfen dur artik! diye bagirmak zorunda kaldim.


Ama usta sadece gülümsedi ve; Daha degil! diye cevapladi beni.


Sonra beni alip bir tahtanin üzerine koydu. Burada döndüm, döndüm, döndüm. Döndükçe basim da döndü. Sonunda yine haykirdim:


Lütfen beni bu seyin üzerinden kurtar. Artik dönmek istemiyorum!


Ama usta bana bakip gülümsüyordu:


Henüz degil!


Derken beni aldi ve firina koydu. Kapiyi kapayip isiyi arttirdi. Onu simdi firinin penceresinden görebiliyordum. Firin gitgide isiniyordu. Aklimdan söyle geçiyordu:


Beni yakarak öldürecek


Firinin duvarlarina vurmaya basladim. Bir taraftan da bagiriyordum:


Usta usta! Lütfen izin ver buradan çikayim!


Pencereden onun yüzünü görebiliyordum. Hala gülümsüyor ve Daha degil! diyordu.


Bir saat kadar sonra, firini açti ve beni çikardi. Simdi rahat nefes alabiliyordum, firinin yakici sicakligindan kurtulmustum. Beni masanin üstüne koydu ve biraz boyayla bir firça getirdi.


Boyali firçayla bana hafif hafif dokunmaya basladi. Firça her tarafimda geziniyor ve bu arada ben gidiklaniyordum.


Lütfen usta! Yapma, gidiklaniyorum! dedim. Onun cevabi ise ayniydi: Henüz degil!


Sonra beni nazikçe tutup yine firina dogru yürümeye basladi. Korkudan ölecektim.


Hayir! Beni yine firina sokma, lütfeeen! diye bagirdim.


Firini açip beni içeri iteleyip kapagi kapatti. Isiyi bir öncekinin iki katina çikardi. Bu sefer beni gerçekten yakip kavuracak! diye düsündüm. Pencereden bakip ona yine yalvardim, ama o yine Daha degil! diyordu. Ancak bu defa ustanin yanaklarindan bir damla gözyasinin yuvarlandigini gördüm.


Tam son nefesimi vermek üzere oldugumu düsünüyordum ki, kapak açildi ve ustanin nazik eli beni çekip disari çikardi. Derin bir nefes aldim, hasret kaldigim serinlige kavusmustum.


Beni yüksekçe bir rafa koydu ve usta söyle dedi:


Simdi tam istedigim gibi oldun. Kendine bir bakmak ister misin?


Ona Evet dedim.


Bir ayna getirip önüme koydu. Gördügüme inanamiyordum. Aynaya tekrar tekrar baktim ve Bu ben degilim. Ben sadece bir çamur parçasiydim.


Evet bu sensin! dedi usta. Senin aci ve sikinti diye gördügün seyler sayesinde böyle mükemmel bir fincan haline geldin.


Eger seni bir çamur parçasi iken üzerinde çalismasaydim, kuruyup gidecektin.


Döner tezgahin üstüne koymasaydim, ufalanip toz olacaktin.


Sicak firina sokmasaydim, çatlayacaktin.


Boyamasaydim, hayatinda renk olmayacakti.


Ama sana asil güç ve kuvveti veren ikinci firin oldu.


Simdi arzu ettigim her sey var üzerinde.


Ve ben kahve fincani, su sözlerin agzimdan çiktigini hayretle fark ettim:


Ustam! Sana güvenmedigim için beni affet!


Bana zarar verecegini düsündüm.


Beni benden fazla sevip iyilik yapacagini fark edemedim.


Bakisim kisaydi, ama simdi beni harika bir sanat eseri yaptigini görüyorum.


Benim sikinti ve aci diye gördügüm seyleri bana verdigin için tesekkür ederim…


Tesekkür ederim.


* * * * * *


Usta fincani, Allah insani sekillendirir.


Yeter ki aci da ki hikmeti görelim.


Kahrin da hos, lûtfun da hos demesini bir ögrenebilsek……..


*************


Iste böyleee… Yine örneklerle dolu güzel bir hikayeyi paylastim sizlerle.


Biz insanlar bunlardan, ya da basimiza gelen yasadigimiz seylerden ne kadar ders çikarabiliyoruz bilemiyorum ama çikarmamiz gerektigini ve bunun ne kadar önemli oldugunu sanirim simdi bir kez daha iyi anlamis olduk.


hani hep söylerim ya güzel bakmak lazim diye, bence bu yazi bakmanin ne kadar önemli oldugunu, neye nerden bakmamiz gerektigini, yada bir kaç yönden bakmamiz gerektigini, ve acele karar vermememiz gerektigini, her zaman sagduyu ve sükunetle hareket etmemizi nede güzel ifade eriyor.


Hayat tecrübelerden ibarettir. Insallah bu tarz seyleri ögrenmek için illaki de yasamak zorunda kalmayiz ve insallah buradan iki satirla paylasmaya çalistigim bu güzel hikayeler bir seyleri fark etmemize,


Bir seylerden örnek almamiza, unuttugumuz ya da hiç aklimiza gelmeyen bazi seyleri, hatirlamaya veyahut ta zihnimizin bir kösesine not almamiza faydali olur diye temenni ediyor, en kalbi duygularimla sevgi ve muhabbetlerimi sunuyorum.


Yüzünüzden gülümseme, bedeninizden saglik, yüreginizden sevgi hiç eksik olmasin diyor

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Bu site, istenmeyenleri azaltmak için Akismet kullanıyor. Yorum verilerinizin nasıl işlendiği hakkında daha fazla bilgi edinin.