Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Giresun Milletvekili Selahattin Karaahmetoğlu gündeme dair sorularına devam etti.
TÜRKİYE BÜYÜK MİLLET MECLİSİ BAŞKANLIĞINA
Aşağıdaki sorularımın, Anayasa ve Meclis İç Tüzüğü Gereğince Başbakan Sayın Recep Tayyip Erdoğan tarafından yazılı olarak yanıtlanmasını saygılarımla arz ederim.
Selahattin KARAAHMETOĞLU
Giresun Milletvekili
Hükümetin Karayolları Kanun Tasarısına bir madde eklemesi ile metro ve raylı sistem inşaatlarının bakanlığa devri ardından çalışmalar hızlandırılmıştır. Bu hususta vermiş olduğum soru önergesine Ulaştırma Bakanınızca cevap verilmemiştir. Kızılay – Çayyolu güzergahında yürütülen çalışmalar dahilinde aylardır kapalı bulunan İnönü bulvarı halen karayolu ulaşımına açılmamıştır. Hal bu ki; İnönü Bulvarı geçişinde her iki yönde birer şerit yaklaşık on yıldır zaten kullanılamamaktadır. Bu hususlarda:
1. Dört aylık bir çalışma ile trafiğe açılması beklenen bu kısmı bakanlığınız hangi aşamada teslim almıştır? Eskişehir yolu istikametinden Kızılay’a en önemli bağlantı noktası olan İnönü Bulvarı geçişinde Ulaştırma Bakanlığına devre kadar olan on yıllık sürede hiçbir çalışma yürütülmemiş midir? Karşılıklı olarak birer şeridi yıllardır kullanılmayan bu geçiş noktası gereksizce bir çivi çakılmadan kapalı mı tutulmuştur? 2009 yerel seçimlerinden önce Ankaralıya hayırlı olsun diye tebrikleri kabul eden Büyükşehir Belediye Başkanınız toplu taşımayı yaygınlaştırmak bir tarafa ayrıca bu alanları gereksizce trafik çilesine niçin dönüştürmüştür?
2. Büyükşehir Belediyesinin metro çalışmalarını yürüttüğü dönemde İnönü Bulvarı, Milli Eğitim Bakanlığı önü ve asıl ucube olarak yıllardır bekleyen demir kafes’in önünde, yolun birer şeridi yıllardır niçin kapalı tutulmaktadır? Bu bölgelerde yolun daraltılması ile trafik akışında yaşanan eziyet İçişleri Bakanlığı ve Ulaştırma Bakanlığını hiç rahatsız etmemiş midir?
3. Yaklaşık on yıldır İçişleri Bakanlığı, Ulaştırma Bakanlığı ve ilgili genel müdürlük, Büyükşehir Belediyesini bu geçişleri bir an önce tamamlaması ve demir kafes ile ilgili mahkeme kararını da hatırlatarak yolun işgaline son vermesi hususunda hiç uyarmış mıdır?
4. Metro hatlarının yapımına yönelik çalışmalar, basında yer aldığı gibi Ekim 2013’e yetiştirilecek midir?
TÜRKİYE BÜYÜK MİLLET MECLİSİ BAŞKANLIĞI’NA
Aşağıdaki sorularımın anayasa ve meclis içtüzüğü gereğince İçişleri Bakanı Sayın İdris Naim ŞAHİN tarafından yazılı olarak yanıtlanmasını arz ederim.
Selahattin KARAAHMETOĞLU
Giresun Milletvekili
2918 sayılı Karayolları Trafik Kanununda yapılan değişiklik sonrasında 2008 yılında yürürlüğe giren genelge ile maddi hasarlı kazalarda yeni bir uygulama hayata geçmiştir. Tarafların kazanın oluş şekline göre dolduracakları trafik kaza tespit tutanağı uygulaması sağladığı kolaylıklar dışında, trafik sigorta poliçeleri sürücüler ve sigorta şirketleri bakımından külfetli hale gelmiştir. Bu hususlarda:
1. Uygulama öncesi dönemler ile uygulamanın hayata geçtiği yıl ve sonrası, yıllık hasar dosyası sayısında ki ciddi artış neden kaynaklanmaktadır?
2. Uygulama öncesi ilk defa yaptırılan trafik sigorta poliçesi tutarı ile şimdi aynı poliçe tutarı arasındaki anormal yükseliş nasıl izah edilebilir? Uygulama sonrası trafik sigortası hasar bedellerinin yüksek tespitinden kaynaklı poliçelerin yüksek miktarlara düzenlenmesi söz konusu mudur? Trafik sigortası poliçesinden kar elde edemeyen sigorta şirketlerinin tutarları yüksek göstererek poliçe düzenlemek istemedikleri doğru mudur? Trafik sigortası poliçelerinde SGK gideri olarak eklenen, her poliçede zorunlu olan tutar fiyatın yükselmesine neden olmakta mıdır? Bu tutar her poliçede neden zorunlu tutulmuştur?
3. Sigorta şirketleri fiyatlardaki yükselişi hasarlı kaza sayısındaki anormal artış ile açıklamaktadır. Hasar dosyalarında ki artışa, sahte kaza tespit tutanağı düzenlenmesi mi neden olmaktadır? Sahte kaza tespit tutanağı düzenlediği için hakkında işlem yapılan sürücü sayısı kaçtır?
4. Poliçe tutarlarındaki artış trafik asayişinin getirdiği maliyetin sürücülere fatura edilmesi anlamına gelmekte değil midir? Kaza tespit tutanağının taraflarca hazırlanabilmesine ilişkin uygulama yerine eskiden olduğu gibi trafik polislerince hazırlanması düşünülebilir mi?