Renkler insanların zevki tutuğu takımın rengi hayallerinin rengi giyimin rengi modanın rengi.
Hepsi insanlar için bir anlam taşır ama engellilerin rengi siyah beyazdan itibar olduğunu biliyor musunuz?
Engelli renkleri yaşamak ister ama siyah beyazdan ileri gidemiyorlar bunu nedenlerini de size dilimin döndüğünce anlatacağım.
Engelli toplumun gözünde nasıl görülüyor önce ona bakalım önce yardıma muhtaç ele muhtaç zavallı insancık.
Engelli topluma bela angarya görünen onların cebinden çalışmadan alan miskin insancıklar.
Bu toplumun gözünden baktıkça çok şeyler ürete biliriz ancak engellinin gözün de insanların görünümü de önemli.
Engelli kolay kanar küsmeyi bilmez elline verilenle yetinmeye çalışan bir gülücüğe tüm sevgisini dışa vuran Allahlın emaneti insanlar.
Gelelim şu siyah beyazın hikâyesine engellinin dünyaya gelişi siyahla başlar sonra çocukluğunu beyaz geçirir çünkü eksiğine anlamaz.
Gençlik gelir artık siyaha alışmaya başlar okuyamaz imkânı yoktur oynayamaz arkadaşları aralarına almaz.
Top oynarlar o izler kızlarla dolaşırlar onun içi sızlar çünkü ona kızlar bakmaz beğenmezler.
Engelli büyüdükçe siyah kara olmaya başlar çalışmaya mecali yoktur devlete millete muhtaçtır.
İsyan etmek ister ama edemez onun içinde Allah korkusu vardır aldığı nefese şükür eder acımasız olsa da hayat.
Engelli masraflıdır yaşamı ilacı bezi tıbbı malzemesi başta olmak üzere her şeyi masraf engellinin.
Devlet yıllarca üç ayda bir de olsa emekli sandığından bir aylık verirdi sonra sağlık sigortası vardı bir zamanlar.
Sonra birileri gelir bunu elinden alır vakıflara verir bir de limit koyar şu kadar evine para giriyorsa sen bu parayı alamazsın derler.
Yine siyahı geçer karaya bulanır engelli devleti onu kısıtlamıştır o para kendini ailesinden özgür görmesine neden oluyordu şimdi ailesinin elline bakan bir yük gibi görüyor kendini engelli.
Engelli bir beyazı görür hayatına bir melek eklenir pembe olur hayatı mutluluk benim de hakkım der ve yuva kurar.
İlk zamanlar iki renge bir renk daha eklenmiştir ama bu uzun sürmez hayat şartları birden kömür karasına döner.
Demiştiler ya engellinin şu hakkı var bu hakkı var ama o hakları bir türlü göremez engelliler bile dışlana bildiğini görür.
Engelli savaş verir yarını için iş aş derdine düşmüştür kendi çalışamasa bile hayat arkadaşının yarınlarını güvene almak için uğraş verir.
Ama çaldığı kapılar hep yüzüne kapanır hep siyahı yaşar önüne engel konulur hatta bir bürokrattan yardım istediğinde bana ne der evlenirken bana sordun mu der.
Çok acı çeker içi yanar siyah hayatı kömür karasına döner kaybetme korkusu içini kemirir ne kadar sevseler de sevgi karın doyurmadığını görürler.
Şu iş kurun 9 aylık iş imkânlarından bile yararlanamazlar çünkü engelli yağcılık yapamaz palyaçoluk beceremezler.
Nedense hep dayısı olanlar çalışır gerçek ihtiyaçlı olanlar dışarıda kalır işte siyah beyaz hayatların hikâyesi bu ya şanslı olanlar pembeyi görür.
Sevgili okurlarım tek engelliler değil züllümü yaşayanlar bir tanıdığım var bir çocuk annesi hiçbir geliri yok.
Anaokuluna giden bir çocuğuyla hayat çarkıyla mücadele veren ayda 350 lira çocuk yardımı alan bu anne 250 lira kira ödüyor.
Geçen yıl 9 ay iş kür da çalıştı evine üç beş kuruş girdiğinde o annenin mutluluğunu tahmin edemezsiniz.
Bu yıl da heyecanla bekliyordu çalışacağı günü ancak liste açıklandığında yedek olduğunu gördü.
Sanki dünyası yıkıldı borcu almış yürümüş şimdi çıkış yolu arıyor ne ise vakıf bir kısım borcunu ödedi ama ya kalan borç ne olacak?
Bu dünyada adalet var mı bilmiyorum ama engelliye garibana adaletin olmadığını biliyorum.
Siz karar verenler o listeleri yapanlar vicdanen rahatsanız size diyecek sözüm yok hiç işe gitmeden maaş alanları listeye koyarak sevap mı işlediniz?
Devletin imkânlarını yatanlara kaçanlara peşkeş çekerek hakkıyla çalışanların hakkını yemek size ne kazandırdığını inşallah ahirete de bu dünyada da görürsünüz.
Birilerini gözyaşı üzerine siyaset yapanlar unutmayın bu dünya sultan Süleyman’a kalmadı size de kalmaz.
Yarınlarınız siyah beyazdan renkli olması dileğiyle HOŞÇA VE DOSTÇA KALIN.
Aytekin Değerli