ARŞİV

Giresun Gümüshane Illeri Yaylasi Kazikbeli

Kazikbeli nde tüfekler çatilir, mermiler yakilir, horonlar oynanirdi horon düzünde bir zamanlar. Kürtün ustalarinin yaptigi yapma tabancalar denenir, tutukluk yapmayan, en güzel tabancalar ustalari tarafindan gururla tasinirdi bellerde bundan kirk yil kadar önce. Yakilan mermiler daglarla yankilanir, daglar dile gelirdi.


Yaylalara çok az sayidaki minibüslerle ya da kamyon sirtinda yolculuk yapilirdi. Atin, itin ve silahin kutsal oldugu dönemlerde büyüdük yaylalarda. Herkesin en az bir inegi ya da camisi oldugu, kislaktan (cenikten) yaylaya büyükbas hayvanlarin da küçükbas hayvanlar gibi yaya olarak götürüldügü dönemlerde su içtik buz gibi pinarlardan yayla yollarinda. Tirebolu’dan ya da Espiye’den veya Görele’den bes saatte Kazikbeli Yaylasi’na çikildigi günler artik anilarda kaldi. Benzinli minibüslerin Dokuz Dönüm, Sihli, Eymür, Boynuyogun rampalarini çikamadiklari; bazen arabalarin insanlari, kimi zaman da insanlarin arabalari tasidigi yayla yollari artik nostalji oldu.


Her evde en az yüz küçükbas hayvan olurdu, öglen olunca koyunlar sagilmak için meralarda toplanirdi. Saatlerce koyun sagma isi devam ederdi. En güzeli de sagim isi bitince kuzularin annelerine kavusmasina izin verildigi sahne olurdu. Koyun sesi kuzu sesine karisir, her koyun kuzusunu sesinden taniyarak bulurdu. Ortaya muhtesem bir manzara çikardi. Koyun sütünden yapilan yogurdun tadina da doyum olmazdi.


Insanlarin kizli-erkekli gruplar halinde eglenerek, türküler söyleyerek, horun oynayarak yaylalara gittigi dönemleri artik kimse hatirlamiyor. Oysa Görele’den, Tirebolu’dan yaylacilar yaya olarak bir gün ya da iki günde gidilecek yayla yollarini eglenceli hale getirmeyi bilmislerdi. Yaylacilar yanlarina davul-zurna ve kemençelerini de alarak ata yaka yayla yollarina koyulurlardi. Otçu haftasi da gruplar halinde horunlar oynayarak Kazikbeli Yaylasi’na inerler, gün boyu bu etkinlik yayla çimenlerinde devam ederdi. Bu kültür Katip Sadi’yi, Mehmet Sirri Öztürk’ü Karadeniz’e bas taci yapti.


Tirebolu- Torul yolunun yapimi basladiginda daha çocuktum. Insanlarimiz bu yolu Iran yolu olarak efsanelestirerek anlatirlardi. Bu yol gerçekten de efsane oldu, yapimi 40 yilda ancak tamamlanabildi. Ama ne fayda! 1980’lerin ihtiyacina göre planlanan yol 2010’lu yillarin ihtiyacini karsilamaktan artik çok uzak.


 Kazikbeli’nde insandan çok atin oldugu, çimenlerinde yüzlerce atin otladigi, atlarin otomobil islevi gördügü zamanlari gördük yasanilasi yaylalarda zorunlu olarak.


Türkçemizin en safini ögrendik yaylalarimizda annemizden, ninemizden. Kimi zaman soguktan buyduk, kimi zaman sicakta imidik. Bazen uykumuz geldi bir köseye söykendik. Yorulmamak için  arkuru yollari tercih ettik. Yemeklerimizi asganada pisirdik. Evimizin antresine hayat deyip hayat bulduk.  Koyunlarimiz sicakta çoktu. Esük esince siginacak yer aradik. Çimenlerde naylonlarla siydik.  Kimi zaman esireyip delilikler yaptik. Arpa unundan kavut yapip serbetleyip zevkle yedik. Kirana çikip gelen var mi diye anlakladik. Çitlerimizi çaplama ile yaptik. Bahçelerimize sirik yerine çangal diktik. Çite bahçe anlamini verip, çit yerine çevirge çevirdik. Celebi sürülere ad olarak koyduk, celep denmesi gereken kisilere celepçi demeyi ögrendik. Çobanlari sürülerin yanina yaptigimiz turruklarda yatirdik.


Zaman geçti, devir degisti, ekonomik kosullar zorladi ve insanlarimiz en çok övündükleri silah yapim isini birakarak ekmek parasi belasina gurbet ellerin yollarina düstüler. Hayvancilik yapan insan sayisi parmakla sayilacak kadar azaldi. Yayla çimenleri, üzerinde oyun oynayacak çocuklara hasret kaldi. Bir zamanlar yayla çimenlerinde onlarca genç olurdu, obalar arasi maçlar yapilirdi. Sehir hayati sundugu imkanlarla yayla yasaminin neredeyse sonunu hazirladi. Gurbete gidenlerin büyük bir bölümü silasini unuturcasina bir daha geri dönmediler, dönemediler. Onlarin çocuklari dogup büyüdükleri yerleri memleket bellediler. Gençler gurbette kalinca haliyle yaylalar da emeklilere kaldi. Otçu göçleri bir iki yayla disinda unutuldu. Yaylalar sosyal ve sportif faaliyetler açisindan çok zayif kaldi ve cazibe merkezi olmaktan çok çok uzaklasti. Sahildeki ilçeler yaylalarda senlik yapilan yaz mevsiminde alternatif festivaller düzenleyince özellikle gençlerin yaylalara çikmasi için bir sebep kalmadi.


Özet olarak söylemek gerekirse basta Kazikbeli olmak üzere tüm yaylalarimiz mazisindeki ihtisamli günleri aramaktadir bugünlerde. Bu baglamda özellikle il ve ilçelerimizi yönetenlere büyük sorumluluk ve görevler düsmektedir yeni yetisen nesillerin yaylalara çikmalarini saglamak, yaylalari onlara sevdirmek için. Yoksa yaylalarimiz için çok çok geç olabilir. Bunun birinci yolu da basta Kazikbeli olmak üzere yaylalarimizin ilkel yollardan bir an evvel kurtarilmasi, altyapi ve çevre sorunlarinin çözülmesidir.


Temel GÜNDOGDU – Giresun Medya Platformu


 

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Bu site, istenmeyenleri azaltmak için Akismet kullanıyor. Yorum verilerinizin nasıl işlendiği hakkında daha fazla bilgi edinin.