Onu hayrete düsüren sey, “Bizim eve bile sigmaz” dedigi o güzelim balonlarin adami nasil havaya kaldirmadigi idi. Baloncu dinlenmek için durakladiginda o da duruyor ve sonra yine takibe koyuluyordu. Bir ara adamin kendisine baktigini fark ederek ona dogru yaklasti ve bütün cesaretini toplayarak: -Baloncu amca, dedi. Biliyor musun benim hiç balonum olmadi. Adam çocugu söyle bir süzdükten sonra: -Paran var mi? diye sordu. Sen onu söyle. -Bayramda vardi, diye atildi çocuk, önümüzdeki bayram yine olacak. -Öyleyse bayramda gel, dedi adam. Acelem yok, ben beklerim. Çocuk sessizce geri döndü. O ana kadar balonlardan ayirmadigi gözleri dolu dolu olmus, yürümeye bile mecali kalmamisti. Bir kaç adim attiktan sonra elinde olmadan tekrar onlara baktiginda, gördüklerine inanamadi. Balonlar, her nasilsa adamin elinden kurtulmus ve yol kenarindaki büyük bir akasya agacinin dallarina takilmisti. Çocuk, olup bitenleri büyük bir merakla takip ederken,baloncu ona dogru dönerek: -Küçük, diye seslendi. Balonlari agaçtan kurtarirsan birini sana veririm. Yapilan teklif, yavrucagin aklini basindan almisti. Kosarak agacin altina dogru yöneldi ve ayakkabilarini aceleyle firlatip tirmanmaya basladi.
Hedefine adim-adim yaklasirken duydugu heyecan, bacaklarini kanatan akasya dikenlerinin acisini hissettirmiyordu. Sincap çevikligiyle balonlara ulastiginda bir müddet onlari seyretti ve dallara dolanan ipi çözerek baloncuya sarkitti. Ancak balonlardan birisi iyice sikistigindan digerlerinden ayrilmis ve agaçta kalmisti. Çocuk onu kurtarmaya kalkissa, dikenlerden patlayacagini çok iyi biliyordu. Ister istemez balonu yerinde birakip asagiya indi ve adama dönerek: -Birini bana verecektiniz, dedi. Hangisi o? Adam elini tersiyle burnunu sildikten sonra: -Seninki agaçta kaldi evlat, dedi. Istersen çik al.
Çocuk bu sefer ayakta bile duramadi. Kaldirim kenarina oturup baloncunun uzaklasmasini bekledikten sonra, dallar arasinda parlayan balona uzun uzun bakarak:
“Olsun”, diye mirildandi. “Olsun.” Agacin üzerinde kalsa da, bir
balonum var ya artik..
Düsünüyorumda bugün balon degil bir dünya teknoloji harikasi oyuncaklara, bilgisayarlara, oyunlara sahip oldugu halde en ufak bir heyecan duymayan, hiç bir sey hissetmeyen bugünki çocuklara, eski günlerin,o yoklukla geçen,bütün yaratici zekamizi kullanarak ve bütün imkansizliklara ragmen tahta parçalarindan,yaptigimiz daha dogrusu yaptigimizi sanip kendimizi avuttugumuz o yokluk dolu ama bereketli, sevgi dolu umut dolu yillarimiz çocuklugumuz nekadarda güzelmis, Uçurtmamiz olmadigi halde binbir özlemle gökyüzünü seyredislerimiz, hayallere dalisimiz nekadarda anlamli ve içtenlik doluymus…
Simdi her seyleri olan ama hiç bir seyin farkinda olmayan,gelecek kaygisindan uzak amaçsiz, hayalsiz, umutsuz ve her istediklerini önünde bulmayi arzulayan ama hiçbir sekilde memnuniyet duygusunu hissetmeyen simdiki çocuklar, zamane çocuklari, ahh ki ahhh…
Düsündükce sizler için kaygilanmamak,üzülmemek,ne mümkün,
Umut dolu nice güzel günlere dileklerimle…
Sevgiyle kalin.