ARŞİV

Ogul Filmi Ile Giresun un Ne Baglantisi Var?

Ogul, Hindistan in Uluslararasi Chennai Film Festivali – World Cinema yarisma bölümüne ve yine Hindistan in Mumbai Film Festivali Above the Cut section – bölümüne davet edildi.


18-28 agustos tarihleri arasinda Kanada Montreal de düzenlenen Monde Film Festivali ne de Focus On World Cinema bölümüne davet edilen ve dört gösterim yapan “Ogul un” yönetmeni Atilla Cengiz yapimcisi ise Canan Evcimen.


Chennai Uluslararasi Film Festivali Artistik Direktoru,


E. Thangaraj film için;
“Siir gibi bir film, görüntüler sanatsal bir anlatim içeriyor. Yönetmen ve görüntü yönetmeninin güçlü uyumu dikkat çekici diyor.


OGUL


KIMLIK


ÖYKÜ-SENARYO-Yönetmen – Atilla Cengiz
YAPIM – Maya Film
YAPIMCI – Canan Evcimen
GÖRÜNTÜ YÖNETMENI – Baybars Tekin
MÜZIK – Metin Kemal Kahraman
OYUNCULAR: Riza Akin,Sahin Ergüney, Enes Atis, Nurinisa Yildirim, Duygu Yetis;Kuvvet Yurdakul,Gökhan Atalay


SINOPSIS


Biri, ülkenin politik durumunun farkinda bile olmadan dogudaki sevgilisinin pesine düsen Karadenizli bir çocugun babasi, digeri ise dogudaki küçücük bir dag köyünde yalniz yasayan ve tüm çabalarina ragmen oglunun daga çikmasini engelleyemeyen umutsuz bir babadir. Bu iki adamin hayati beklenmedik bir olayda, trajik bir hikayede kesisir.


GIRESUN-HAZIRAN18 yasinda naif bir delikanli olan Soner, Giresun Bulancak dan, sevdigi findik isçisi kizi görmek için Tunceli ye gitmek üzere yola çikar. Herkes askere gittigini düsünmektedir.
Soner, Erzincan da Tunceli ye gidecegi otobüse biner. Içerde konusulan dil, dinlenen müzik degismekte ve bu da Soner de yalnizlik duygusunu iyice artirmaktadir.


TUNCELI-DAG KÖYÜ
Bir evde yapilan kontrolde evde bulunan erzakin fazlaliligina kanaat getirilmis ve erzaklar köy meydanina yigilmistir. Yapilan sorguda Musa ya askerlik çagindaki oglunun nerede oldugu sorulur. Yasli adam son çare oglunun findik toplamaya gittigini ve birkaç gün sonra dönecegini söyler. Ama oglu aslinda dagdadir. Askerler buna pek inanmamistir.


Günün ilk isiklariyla Soner, bu tanimadigi topraklarda trafik levhalarindan gidecegi yeri kestirmeye çalisirken, kus uçmaz kervan geçmez daglarin arasindaki geçici karakolda otobüs durdurulur. Yapilan sorgulamada Soner asik oldugu findik isçisi kizin yanina gittigini saf bir sekilde anlatir.


Soner bir yol kavsagina birakilir. Gelecek olan otobüsü beklemektedir. Otobüs gelir, ancak Soner binmez. Hava kararmaya baslarken gelen bir kamyoneti durdurur ve arkaya biner. Tentenin alti kadinli erkekli isçilerle doludur.
Sabahin ilk isiklariyla küçük köyde bir feryat figan kopar. Her zaman gelen komutan kapidadir. Isçileri tasiyan kamyonun kaza haberini verir, ölenler o köydendir. Ölüler teshis edilir. Musa nin tereddütle yüzünü açtigi son kisi Soner dir. Çaresizlikle üzerinden kimlik çikmayan bu çocugu yalan bir beyanla alir ve köyüne getirip gömer.


Musa karisinin yanina gömdügü çocugun mezar tahtasina oglunun ismini yazar: “UMUT DURAN”. Musa nin vicdan hesaplasmalari içinde yasadigi geçen günlerin ardindan bir gece tekrar kapisi çalinir, içeri getirilen bu sefer kendi oglunun ölüsüdür. Oglunu Soner in yanina gizlice gömer ve mezarin belli olmamasi için isim ve yükselti yapmaz. Kararsiz geçen birkaç günün ardindan Soner in babasini arar.


Adam gördügü tablo karsisinda gözyaslarini tutamaz. Taslarla örülü bir mezarda kendi oglu yatmaktadir. Ancak Musa nin oglunun mezarinin çevresinde ne bir tas ne de isminin yazili oldugu herhangi bir tahta bulunmaktadir. Iki baba, iki ölü ogulun basinda konusurlar ve yasli adam tüm gerçegi Soner in babasina anlatir. Suçluluk içinde yavasça ayaga kalkar, Soner in mezarinin basinda Dikili duran isim tabelasini çekip alir ve yeri bile belli olmayan kendi oglunun mezari üstüne saplar: “Diyecek sözüm yok. Toprak da bizim, ogul da. Ne istersen onu yap.”


 

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Bu site, istenmeyenleri azaltmak için Akismet kullanıyor. Yorum verilerinizin nasıl işlendiği hakkında daha fazla bilgi edinin.