17 aralık 2013 tarihinde tarihimizde daha önce eşine benzerine pek rastlamadığımız moda tabirle aykırı bir savaş filizlendi.
Filizlendi diyorum çünkü bu savaşın dinamit fitili çok daha önceden yakılmıştı.
Kimine göre bu ateş 7 şubat 2012 de Hakan Fidan’a yönelik başlatılan hareket ile ateşlenmişti kimine göre ise dershanelerin kapatılmak istenmesi yeterli olmuştu .
17 Aralık sabahı başlatılan operasyonun ayrıntılarını öncelikli olarak bir kenara bırakırsak ülkemizde görmeye çok alışık olmadığımız şekilde bakanların oğullarına kadar uzanan bir yolsuzluk dosyası cesur bir şekilde gündeme alındı ve sonuçlandırabilme adına hareket edildi.
Ayakta alkışlanacak bu adımların arkasında aklı selim olan herkes dururdu. Ama gel gör ki durmadı.
Hem de yakın zamanda büyük bir kaos ortamı yaratmaya aday gezi parkı olaylarındaki gibi medya da alenen taraf değildi sürece. En azından artık medyada karşılığı olan bir taraf destek veriyordu sürecin ayrıntılarının ortaya dökülmesi için.
Ak Parti açısından bakılacak olursa ortada ulusal ve uluslararası aktörleri olan çok büyük bir komplonun içindeydik millet olarak ve bu komplo büyük Türkiye’nin inşasını durdurmaya yönelikti. Objektif olarak bakıldığında haksız da sayılmazlardı. Dolar ve Euro’nun fırlaması, faiz oranlarının artması, ekonomik istikrarın bozulması, ülkede oluşan kaotik ortam gün geçtikçe telafisinin çok zor olacağı zararlar veriyordu ülkeye.
Operasyon sabahından bugüne, yolsuzluk savaşlarının taraflarından olanlar; bakan oğullarının içeri girmesi, bakanların istifası, emniyet teşkilatında görevden almalar, savcıların alışılmışın dışında tavır ve davranışları ve HSYK’nın 13 üyesinin basın açıklaması vs..
Bunlar savaşın ilk günlerindeki yaşanan kayıp veya kazanımlar, artık fitil yandı ve ateş göründü..
YOLSUZLUK SAVAŞLARI
0
147
147