Hidroelektrik santrallerinin (HES) dogal yasam alanlarina verdigi geri dönüsümsüz zararlara dikkat çekmek amaciyla, çevre koruma amaçli sivil toplum örgütlerince olusturulan Derelerin Kardesligi Platformu üyeleri, Dogu Karadeniz bölgesindeki vadi ve derelerin yok edilmesine karsi yöre halkiyla omuz omuza mücadeleye devam edeceklerini söyledi.
Platformun Subat ayi içerisinde yapilan Bölge Koordinasyon Kurulu toplantisinda göreve seçilen yeni Yürütme Kurulu ilk toplantisini Rize de yapti. Tema Vakfi Rize Il Temsilciligi nde yapilan toplantida, Platformun Dönem Baskanligi na Findikli Derelerini Koruma Platformundan Mehmet Gürkan seçilirken, Dönem Sözcülügü ne de yeniden Ömer San getirildi. Platformun Genel Sekreterlik görevine Ardanuç Su Meclisi nden Kamile Kaya, Bilim ve Arastirma Kurulu na Senoz Dernegi nden Ahmet Ali Kork, Dis Iliskiler Kurulu na TEMA Rize Temsilcisi Nevzat Özer, Örgütlenme ve Medya Sorumluluklarina Yasar Aydin ile Saltuk Deniz getirildi.
Toplantida ayrica Yürütme Kurulu Üyeleri Mevlüt Ilhan in Gümüshane, Hazar Dilaver in Trabzon, Ali Dursun un Giresun, Ethem Kara nin Savsat, Ismet Eksi nin Ikizdere ve Bedrettin Kalin in da Artvin temsilciligi görevlerinde bulunmasi; bölgedeki diger il ve ilçelerde ise temsilcilikler halinde örgütlenme çalismalarinin sürdürülmesine karar verildi.
Toplanti sonrasinda açiklamada bulunan Dönem Sözcüsü Ömer San, toplantida HES projelerinin engellenmesine yönelik çalisma stratejisi ile ÇED sürecinde yapilmasi gereken çalismalar ile tüzük çalismalari, program ve etkinlikler konusunda görev bölümü de yaptiklarini anlatti. Platformun kurucu baskani ve avukati Remzi Kazmaz ile de HES lere iliskin hukuksal süreç ile TBMM de HES ler konusunda bir Arastirma Komisyonu olusturulmasi hakkinda görüs alisverisinde bulunuldugunu anlatan San, diger Sivil Toplum kuruluslari (STK) ve Platformlarla iliskiler konusunda da bir takim kararlar aldiklarini kaydetti.
Dogu Karadeniz Bölgesindeki vadilerde bin 700 e yakin HES yapilmasinin planlandigini, bunun yaninda 2 bin de mikro HES projesi olduguna dikkat çeken Platformu Dönem Sözcüsü Ömer San, açiklamasinda sunlari kaydetti; HES lerin dogal yasam alanlarina verdigi geri dönüsümsüz zararlara dikkat çekmek amaciyla yöre halkiyla omuz omuza mücadelemizi sürdürecegiz. Öncelikle HES lerin bu kamu yarari önceligi tartisilmali. Bu uygulama nedeniyle bölgede cebri kamulastirma uygulamasina gidilmekte, yöre halkinin tarim alanlari basta olmak üzere dogal yasam alanlari, geçim ve yasamsal kaynaklari HES yapimi çerçevesinde cebren kamulastirilarak magdur edilmektedir. Oysaki bütün HES projelerinin önceligi, yapimci firmalarin fahis oranda bir kar marji hesabi yapilmasidir. Her seyden önce, yerli ve yabanci firmalarin bu yönde saglayacagi getirim hesaplari göz önüne alinarak; kamuya mi yoksa kendi ekonomik kazanç ve çikarlarina mi fayda saglayacagi ortaya konmalidir. Bu önceliklerle bölgemizde devam eden cebri kamulastirmalar asil tartismanin odagini olusturmalidir. Bugüne kadar bölgemizde yapim çalismalari devam eden ve yapilma asamasina gelen HES projelerindeki çikar iliskileri enine boyuna arastirilmalidir. Diger bir deyisle, bölgemizde yapimi planlanan HES ler, sadece dogal yasam alanlarimiza geri dönüsümsüz zararlar vermekle kalmiyor, yöre halkinin istekleri ve demokratik tepkilerine duyarsiz kalindigi gibi yargi kararlari da hiçe sayilarak, daha çok kazanma ve getirim ugruna çok yönlü bir katliam yapiliyor. Yani ortada herhangi bir kamu yarari söz konusu degildir. Kamu yararindan kat fazlasiyla yapimci ve çokuluslu firmalarin rant yarari söz konusudur.”
Subat ayi içerisinde yapilan Derelerin Kardesligi Bölge Koordinasyon Kurulu toplantisinda açiklanan sonuç bildirisi ve alinan kararlar dogrultusunda çalismalarini sürdüreceklerini kaydeden Platform Sözcüsü Ömer San, açiklamasini söyle sürdürdü: “Öncelikli hedefimiz derelerimiz ve vadilerimizin ulusal ve uluslararasi rant hesaplarindan kurtulmasidir. Enerjinin gerekliligi konusunda herhangi bir çekincemiz bulunmamakla birlikte, susuz ve nefessiz bir yasamin olamayacagi gerçeginden yola çikiyoruz. Enerjide disa bagimliliktan kurtulmak gibi bahane ve safsatalar ile savunulan HES projelerinin sularimizi da disa baglayacagi gerçegi apaçik ortadadir. Yabanci firmalarin veya yerli ortaklarinin gelistirmis oldugu projeler, vadilerimizdeki sularimizi tünellere aldiktan sonra, su kullanim hakki adi altinda diledikleri gibi kullanabilecek ve yöre insanlarinin suya ulasma haklarini da ellerinden almis olacaktir. Bu da HES projelerinin arastirilmasi ve göz önünde bulundurulmasi gereken bir baska önemli yönüdür.”
Derelerin Kardesligi Meclise Gidecek
0
102
102